Melih KAŞKAR / A. Kemal KAŞKAR –
Tarih: 30 Kasım 2018. BAKIŞ’ın 26’ncı sayısının birinci haberinde “Milas, konuklarını daha etkili bir şekilde karşılamalı …” demiştik. Aradan yaklaşık iki yıl geçtikten sonra, haberimizde yaptığımız çağrı duyulmuş ve bu yönde ilk adımların atılıyor olmasından duyduğumuz mutlulukla, iki yıl önce, Milas’a özgü bu sorunu nasıl dile-gündeme getirmişiz anımsatalım, başlığımızı bu güzel gelişmeye uyarlayıp bir kez daha yayınlayalım istedik …
Milas, konuklarını daha etkili bir şekilde karşılamalı …
Muğla ile Aydın illerinin, bir başka deyişle Milas ile Söke ilçelerimizin tokalaştıkları, yani iki güzel ilimizin-ilçemizin tam sınırında yer alan güzelim bir tarihi eserimiz son derece zor durumda.
Her gün yüzlerce aracın gelip geçtiği Milas – Söke karayolunda, Bafa Gölü manzaralı ve gelene geçene yoldaş olup onları selamlamaya çalışan, ama öte yandan -adeta- ‘imdat’ çığlıkları atan bu tarihi yapı, ilçemiz Milas’ın sınırları içinde yer alıyor.
Yani Milaslı!
Yani hemşerimiz diyebiliriz ona … Tıpkı fıstık çamları gibi, tıpkı zeytinlerimiz gibi …
Üzerini otlar bürümüş, hatta bir yerinden kocaman bir de ağaç çıkmış olan o ‘yaşlı’ yapı, tarih içindeki zorlu yolculuğunun belki de en zor günlerini yaşıyor …
Daha ne kadar dayanacak bu hale bilinmez ama ona yardımcı olmamız gerektiği kesin.
Çünkü ona çok güzel, çok özel bir görev verebiliriz.
Söke yolu üzerinden Milasımıza, Muğlamıza gelenleri ilk karşıladığımız bu çok özel noktada konuklarımıza o güzelim tarihi yapıyı da içine alacak şekilde bir ‘hoş geldiniz’ diyebiliriz …
Konuklarımızı daha etkili bir şekilde karşılayabilmek adına o bölgede, bu tarihi yapı da dahil olmak üzere ilgi çekici bir ‘merhaba’ demek adına düzenlemeler yapabiliriz …
Sevgili yetkililerimize, başta Milas Kent Konseyi olmak üzere gönüllü-sivil toplumun da katılımını sağlayıp bir an önce bu konu ile ilgilenilmesi ve ilçemizin-ilimizin tanıtımının sıfırıncı kilometreden başlatılması anlamında bir proje oluşturulup uygulanması çağrısında bulunuyoruz … (BAKIŞ Sayı 26 / 30.11.2018)